“İçimizdeki sesi böyle kaybediyoruz işte. Duyup duymazlıktan gelince bir dahakine alçalıyor desibeli. Sonra zaten duyan kalmayınca ses de kendiliğinden bir ölüm uykusuna yatıyor.”
Hepsi birbirinden farklı ama derinlerde birbirine bağlı toplam yedi öykü, tam yedi yalan, yedi yüzleşme. Kendi bedenindeki coğrafyadan habersiz kadınlardan insan ruhunun taşrasına, sırlı atlas yorganlardan bir divan şiltesinin altındaki şifalı tohumlara… Divan Cadısı, kişisel tarihi yeniden inşa eden hafıza oyunlarına, insanın köşe bucak kaçtığı kendi hakikatiyle yüzleşmesine, hatta o hakikati doğurmasına dair bir karnaval.
Sinema ve televizyon dünyasının üretken isimlerinden, ödüllü senarist Özlem Yılmaz’dan yaratıcı betimler ve içgörülerle bezenmiş, “bilinen ama fark edilmeyen” şeylere işaret etmesiyle iz bırakan, sinematografik öğeleriyle adeta film izler gibi okunan güçlü öyküler. Divan Cadısı, heyecan verici bir ilk kitap.