Torosların Steplerinden Himayaların Eteklerine
“Ben alıp başımı gidiyorum Dionysos’a; hiç olmazsa adam gibi şarabımı içerim yeni arkadaşımla; bakarsın arkadaşlığı ilerletir, kardeş oluruz onunla; Zeus’la Persephone’u da kafalarız, bir mühür bir imza, al sana üvey evlat, yani üvey şarap tanrısı; zaten Persephone, Mary, Meryem hepsi aynı hikaye. Dionysos kafayı çekip de koşturdu mu Ariadne’ye, ben vekalet ederim yerine; sonra da yüklendim mi şarap tulumunu, doğru Poseidon’un alemlerine; eee denizlerin efendisi bunu da görmezden gelmez herhalde; makamsa makam, şarapsa en kalitelisinden, efendimizin hizmetinde… Dediğim gibi, Poseidon’la vedalaşıp merhaba demeye hazırlanıyorum Dionysos’a. Hedef büyük; Roma ve Bizans’dan sonra Osmanlı hakimiyetiyle gözden düşmüş, unutulup gitmiş dünyanın belki de ilk şarap yapılan bu topraklarını yeniden şarapla sulamak!”
Ekrem Şahin ilk kitabı Yüzleşme’de pek çok mitolojik öyküyü keyifli bir dille aktarıyor. Bununla da yetinmeyerek aktardığı mitolojik öykülerle kendi anıları arasında paralellikler kuruyor. Böylelikle okur, ustalıkla iç içe geçirilmiş iki dünyayı tanıma fırsatı buluyor. Yazarın ironilerle ve mizahi unsurlarla dolu anlatımıysa bu iki dünyanın üzerinde keskin bir kılıç gibi sallanıyor.
Yeniden okumak için sabırsızlanacağınız satırlara hazırsanız, bilinen dünya başlıyor!