Modernleşmeyle birlikte İslâm âleminde ciddî bir sarsıntı oluyor, bu sarsıntıyla beraber gündelik hayat değişiyor, dil ve anlayış farklılıkları daha da önemlisi dinin dönüştürülmesi söz konusu oluyordu. Artık dinin temel kavramları büyük dönüşümün icbarları doğrultusunda yorumlanır oluyordu. Ayrıca eşitlik, evrim, sınıf, kapitalizm ve demokrasi sözcükleri de tartışmalara dâhil oluyor, başka sözcükler de yeni bir tanımlama, anlamlandırma için İslâmî dilin dünyasına sızıyordu. Mesela ibadeti sadece belli hareketler bütünü olarak anlayan, salih ameli ne olduğu muğlâk “iyi iş” olarak değerlendiren bir anlayışın, dinin bütünü hakkında doğru hükümlere sahip olması beklenemez. Mevdudi, İslâmî Kavramlar’da seçili kimi kelimelerin bu süreçteki dönüşümünü öze dönüş düşüncesi doğrultusunda ele alıyor. İbadet, kelime-i tevhid, risalet, içtihat, sosyal eşitlik, hidayet, dalâlet, emr-i bi’l maruf nehy-i ani’l münker, ulu’l emr, şura, icma, itaat, hürriyet, İslâm iktisadı irdelenen kavramlardan birkaçı. Gerek yaklaşım, gerekse meseleyi ortaya koyuşu açısından, yukarıda saydığımız konularla ilgili tartışmaya aydınlık getirecek bir eser İslâmî Kavramlar. Zira Batılılaşma ve öncesinde yaşanan fikrî gerilemeyle beraber, bu sözcükler, kimi zaman köken anlamlarını taşıyarak kimi zaman da yepyeni anlamlara bürünerek dönüşmüştü. İslâmî Kavramlar, İslâm dünyasının yaşadığı kriz sürecini anlamak için muhtaç olduğumuz anahtar kelimelerden oluşuyor. Bu nedenle, klasik kavramsal çalışmalardan hem işlev hem de içerik olarak farklı bir kitap hüviyeti taşıyor. Yalnızca geçmişi değil, benzer bir kültürel dönüşüm sürecini elan yaşayan günümüzü de anlattığı için İslâmî Kavramlar’ı kavramakta büyük yarar var.
