Türk sanatı kendi özüne sahip köklü bir yapıya sahiptir. Binlerce yıllık geleneğiyle devam eden Türk sanatı, çeşitli formlarda kendini göstermiş ve geliştirmiştir. Uygurlardan tutun Selçukluya, Osmanlıya birçok Türk devletinde; Fresk, seramik, minyatür, mimari, cam, tezhip, çinicilik, ebru, çömlekçilik, dokumacılık, kaşıkçılık gibi birçok sanat zenginlikleri varlıklarını göstermiştir. Türk sanatı hem kendi kültürünü barındırmış hem de inançsal değerleri taşımıştır. Türk sanatı aslında kendi sanatsal formlarıyla özellikle soyutlama ve soyut formlarıyla zaten modern çağın resim anlayışını yaşıyordu. Aslında Türk resmi modernizm doğmadan önce çağları zaten aşmıştı. Hatta batı başka toplumların sanatından da beslenerek modern sanat anlayışını oluşturmuş denilebilir. Bazı Batı sanatçıları Afrika’nın ve Doğu’nun (Osmanlı, Çin, Japon sanatları gibi) sanatını kendilerine besin kaynağı edinmişlerdir. Bu bağlamda kendi sanatımızın güçlülüğü aşikâr ortadadır. 16. yy’dan sonra Osmanlı imparatorluğu, batının resim anlayışını yavaş yavaş kabul etmeye başlamıştır. Batının resim bağlamında oluşturduğu reel görünümler Osmanlıyı etkilemiştir. Yabancı sanatçılar aracılığıyla bazı resimler, madalyonlar padişahlar tarafından yaptırılmış, daha sonrasında ise 17. ve 18. yy’ da bazı minyatür sanatçıları resimlerine tonlama ile elde edilen üç boyut, gerçekçi oran-orantıya ve forma sahip figürler, perspektif arayışları vb. içeren minyatürler yapmaya başlamışlardır. Sonraki süreçte artık Avrupa’dan eğitim alan askerlerimiz ve sanatçılarımız olmuştur. I. Dünya savaşı sonrası Avrupa’daki birçok sanatçımız ülkelerine dönmüş daha sonrasında Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte Batı anlamda resim anlayışı desteklenerek çeşitli grup ya da sanatçılar aracılıyla gelişmiş ve günümüze gelmiştir. Cumhuriyet öncesi ve sonrası dönemde Hem yurt içindeki hem yurt dışındaki sanatçılarımız o dönem yaygın olan modern resim anlayışlarını (empresyonizm, kübizm, konstrüktivizm, exspresyonizm…) benimsemiş ve ülkemizde bu resim anlayışlarına yönelik eserler üretmiş ve bu yönde eğitim vermişlerdir. Elbette Türk sanatçılar genel itibariyle Türk kültüründen kopmayarak eserlerinde temada Türk toplumunu, gelenek-göreneklerini yansıtmışlardır. Türk sanatçılarının daha çok batıdan beslendikleri şey biçimdir. Yıllar içerisinde Türk resmi modernleşme açısından gelişmiş ve günümüze ulaşmıştır. Bu kitapta Türk Resminin çağdaşlaşma sürecinde yaşadığı tüm evreleri kategorize ederek okuyucuların (araştırmacılar, akademisyenler, öğrenciler) daha kolay bilgilere erişimi sağlanmaya çalışılmıştır.
Bölüm 1 Nadire Kabinelerin ve Osmanlı Devleti’nin XIX. Yüzyılda
Katıldığı Uluslararası Fuarların Türk Müzeciliğinin Gelişimine Katkısı
Bölüm 2 Asker Ressamlar
Bölüm 3 Sanayi-i Nefise ve Osman Hamdi Bey
Bölüm 4 Türk Resim Sanatında 1914 Kuşağı – Çallı Kuşağı
Bölüm 5 Şişli Atölyesi (Harbiye Nezareti Resim Atölyesi)
Bölüm 6 İnas Sanayi-i Nefise Mektebi
Bölüm 7 Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği
Bölüm 8 D Grubu
Bölüm 9 Köy Enstitülerinde Sanat Eğitimi ve Toplumsal Dönüşümün Hikayesi
Bölüm 10 Yeniler Grubu
Bölüm 11 Onlar Grubu (1947-1955)
Bölüm 12 Yeni Dal Sanat Grubu (1959-1961)
Bölüm 13 Mavi Grup
Bölüm 14 Siyah Kalem Grubu
Bölüm 15 1960-1980 Yılları Arası Türk Sanatı
Bölüm 16 Çağdaş Türk Resim Sanatında 1980 Sonrası Dönem ve Günümüz Eğilimleri