Asya, tren rayları üzerinde tam da umudunun bittiği yerde duruyordu. Ölümün soğuk kıyısında kendisine ödetilecek bedeli beklerken içini acıtan tek şey, küçük bir canı da yanında götürecek olmasıydı.
Ömer Asaf, gece yarısı yürüdüğü rayların üzerinde hayal kırıklığı içerisindeydi. Hiç beklemediği anda duydukları kalbine koca bir kenet vurmuştu. Dalgın adımlarına bir yenisini daha eklerken gördüğü manzara karşısında hayrete düştü.Şimdi karşısında iki seçenek vardı: Ya gözlerini kapatıp yoluna devam edecek ya da gördüğü zulme son verecekti.
“Sanıyordum ki kar taneleri soğuk olur, üşütür. Sen benim kalbime düştüğünden beri ben yanıyorum Asya...”