Sonunda olmak istediğim yerdeyim, kıtanın öbür ucunda, onun yanında…
Soğuk elleri ile buluştuğunda ellerim, önce kalbim sakinleşti sonra dizlerimin titremesi geçti, aydınlandım. Ellerimde, onlarca şekle girmiş ‘kiraz lekesi’nden eser kalmamış, görevini tamamlamış, bizi ayrı koymamıştı.
Gölgelerimiz yine bir arada düşüyordu karmaşık isimli sokakların kaldırımlarına. Onunla kendi ülkesinde yeniden tanışıyordum. Bir de anlamadığım bir dille algılıyordum bu kez hayatı...
Günün sonunda kahramanı o olan tecrübeleri atıp cebime, seyre dalıyordum bizden bir şeyler sakladığına inandığım yıldızı, ayı...
Eşlik ettiği de oluyordu sayısı belli gecelerin parıltısına inceden inceden. Kore’nin orta yerinde, Türkçe fısıltılar yükseliyordu bizden.
Hikâyem devam ediyor… Hem de hayallerimin şehrinde.