Yaşam - Söylem
Biliriz ki yeryüzünde hiç bir canlı varlık bâki değildir. Her canlı varlık kısa ya da uzun yaşamında bir şeylere katlanarak, bir şeyler tecrübe edip öğrenerek, biriktirerek, er ya da geç sıralı ya da sırasız göçüp gidecek, yaşamı terkedecektir. Yaşam fâni iken, yaşanan dünyada insanlık ailesine küçük ya da büyük bir katkı sunarak iz bırakmak ve o sayede kalıcılaşmak ya da ölümsüzleşmek ise her bireyin arzu ettiği bir şeydir. Kkabul etmek gerekir ki bilim, düşün, sanat insanlarının bu bağlamda şansı ortalama bir insana göre daha yüksektir. Çünkü onlar keşif yaparlar, eser (yapıt) inşa ederler. Elbette ki her bilim, düşün ve sanat insanının kalıcılaşması, ölüsüleşmesi mümkün olmaz. Ama her bilim, düşün ve sanat insanı kendisini kalıcılaştıracak, ölümsüzleştirecek bir keşif peşinde koşar, bir eser (yapıt) inşa etmek için uğraşır.
Sözü fotoğrafa getirirsek; Dünya fotoğraf tarihine baktığımızda, tarihin her döneminde adından söz edilecek kadın ve erkek fotoğrafçıların bulunduğunu görmekteyiz. Bunula birlikte ülkemizin fotoğraf tarihine baktığımızda da, adından her dönem söz eidlecek fotoğrafçıların varlığı aşikâr olur. Sehven eksik bırakma ihtimali nedeniyle gerek dünyadan, gerekse ülkemizden bu çaptaki isimleri burada sırlamayı doğru bulmuyoruz. Ancak fotoğraf dünyasındaki herkesi temsilen Ansel Adams, Man Ray, H.C. Bresson, Eugene Smith, Diana Arbus, ... gibi ismleri (daha nicelerini) hatırlatmanın yeterli olacağı kanaatindeyiz.