Kültür ve iletişim bilimci Joseph Vogl, Freud'un "Michelangelo'nun Musa'sı" başlıklı makalesinden hareketle bir tereddüt teorisi geliştiriyor ve Batı kültürüne damgasını vurmuş olan eylem tarihinin vazgeçilmez eşlikçisi olarak tereddüdün işlevine ışık tutuyor.
Yazar bir duygu olarak tereddüdün tarihini incelemek üzere edebiyat yapıtlarını, Aiskhylos'un Orestei üçlemesini, Schiller'in Wallenstein'ını, Musil'in Niteliksiz Adam'ını ve Kafka'nın Şato'sunu ele alıyor. Hatta Kafka'nın yazma faaliyetinden yola çıkarak bir tereddüt yöntemi ya da yöntemsel bir tereddüt tavrı öneriyor. Her zaman bir irade zafiyeti, bir kararsızlık ve eylemliliği ketleyen bir atalet olarak görülen tereddüt, Vogl'un metninde aktif ve kurucu bir öğe olarak öne çıkıyor.
Kendi sığ hedeflerinden başka bir şey görmeyen bir reel politikanın "hazırcevaplığının" karşısına "seküler bir güce duyulan gizli umudun" mekânı olarak tereddüdün yaratabileceği imkânları çıkaran bu güzel kitap hem edebiyat ve felsefeyle ilgilenen okurlara hem de olağanüstü belirsizlik koşulları altında siyasetin imkânları üzerine kafa yoran okurlara hitap ediyor.