Söz ve zaman birbirini besleyen iki unsur olarak ilerleyen zamanın içinde bizi de bir şekil sürüklüyor. Ariflerin dediği gibi “geldik ve gidiyoruz” arasına sığdırılmış küçük bir durak gibi tükeniyor yaşamımız. Yeri geliyor insanlığa dair büyük hayaller büyütüyoruz. Yeri geliyor o güne kadar topladığımız tüm hayallerimizi kısacık bir söz ile büyük ateşlerin içine atıyoruz.
Oysa yarına dair yapacağımız en büyük yatırım sözdür... Anlamını bulan söz. Nerede ne şekilde onu aradığımız ve onu ne kadar tükettiğimiz ise koca bir muamma.