Kitabın temel amacı, beraat kararlarının yalnızca bir yargı sonucu değil, aynı zamanda toplumda adaletin doğru bir şekilde işlemesinin teminatı olduğuna dikkat çekmektir. İlgili yasal çerçeveler, dolandırıcılık suçunun tanımındaki belirsizlikler ve bu suçun işleniş biçimleri üzerine yapılan tartışmalar, doğru bir adalet arayışının gerekliliğini vurgulamaktadır. Okuyucular, beraat kararlarının ardındaki hukuki mantığı, delil takdirini ve yargısal sürecin kırılgan noktalarını daha iyi anlayacaklardır. Bu kitapta, dolandırıcılıkla suçlanan kişilerin beraat etmesinin yalnızca bir yasal hak değil, aynı zamanda toplumsal bir zorunluluk olduğuna dair güçlü bir argüman sunulmaktadır. Her bireyin suçsuzluk karinesi, hukuk önünde eşitlik ve adaletin sağlanması, beraat kararlarının ne denli hayati olduğunu gözler önüne seriyor. Bu eserin, hukuk öğrencilerinden pratisyen avukatlara, yargıçlardan adalet mücadelesi veren bireylere kadar geniş bir okuyucu kitlesi için faydalı bir kaynak olacağına inanıyoruz.