Mehmet Beşikçi, Osmanlı ordusunun Birinci Dünya Savaşı’nın gerektirdiği yoğun insan gücü seferberliğini nasıl yürüttüğünü, kapsamlı arşiv taramasını zengin bir süreli yayın ve anı-hatırat literatürüyle harmanlayarak araştırıyor. Seferberlik koşullarının devlet-toplum ilişkilerini yeniden şekillendirici bir etki yaptığını savunan Beşikçi, bu süreçte Osmanlı devleti bir yandan daha merkezî, otoriter ve milliyetçi bir eğilime girerken, diğer yandan toplumun seferberlik politikalarına karşı tepkiler verebileceği bir alanın da açıldığını gösteriyor. Zorunlu askerlik sisteminin savaş yıllarındaki sancılı ama pragmatik işleyişi,yurt cephesine nüfuz etmenin artan önemi ve yıpratıcı cephe koşullarında derinleşen firar meselesi kitapta masaya yatırılıyor. Gözden geçirilmiş yeni baskısıyla Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Seferberliği, yalnızca savaşın askerî ve sosyal tarihi literatürüne değil, aynı zamanda devlet-toplum ilişkileri, siyasal mobilizasyon ve milliyetçilik açısından Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş süreci tartışmalarına daönemli bir katkı.
“Toplumsal aktörler Osmanlı seferberlik tecrübesi esnasında devlete karşı tamamen edilgen ve pasif [değildi]; devletin seferber edici politikalarının hedefi olan insanlar faildi ve kendilerini etkileyen politikaları yeniden şekillendirebilen tepkiler üretiyorlardı. Bu tepkiler, giderek kötüleşen savaş koşullarında toplumsal aktörlerin kendi beklentileri ve önceliklerinin devletinkilerle ne kadar örtüşüp örtüşmediğine göre gönüllü destek şeklinde tezahür edebildiği gibi, seferberlik uygulamalarına açıkça direnç gösterme şeklinde de olabiliyordu.”
Mehmet Beşikçi