Koşulsuz şartsız birbirlerine güvenmeyi, zorluklara göğüs germeyi ve sadakati bilenlerin hikâyesi… Yanında zorla kaldığı adamın bir süre sonra o kadar da katlanılamaz olmadığını düşünen Afra, aralarındaki yanlış anlaşılmayı düzeltmek, Yağız'a kendisini affettirebilmek için birçok uğraş verirken bulur kendini, aşkın mağlubiyetinin içinde… Yağız'ın verdiği güveni, ilgiyi ararken kabul etmişti belki de beslediği sevgiyi.
Önceleri anlaşma olarak gördükleri evlilikleri bir anlaşma olmaktan çıkıyorken hesaplanarak ilerleyen adımlar yörüngesinden şaşmıştı. Bilinmezliğin binbir tonunu hevesle keşfederken ikisinin de emin oldukları tek gerçek; yüreklerinde taşıdıkları aşkları, sevgileri ve bağlılıklarıydı. Karşısındaki siyah kanatlı, karanlık adam yemin etmişti, her ne olursa olsun gamzeli güzel meleği kirli kanatlarının arasında taşıyacaktı, kendi canından öte getirecekti onun canını. Taş taş üzerinde kalmayacağı ana kadar mühürlü olan iki el vardı. Karşılarına her kim çıkarsa çıksın, ne zorluk görürlerse görsünler mühürlenmişti kalpleri, bağlanmıştı sadakatleri, ezberlenmişti isimleri birbirlerinin alınlarına.
(Tanıtım Bülteninden)