“Ben bu koca dünyada sevecek birini arayan küçük bir kızım sadece.”
Marilyn Monroe
İstanbul’da doğup büyüyen Maya bir psikiyatristtir. Yağmurlu bir günde tanışacağı ruhsal bir rehber onun dingin ama kırgın günlerine bir güneş gibi doğar. Adya’nın “Kimi acılar kemiklerini dahi terk etmez, tıpkı tuzun denizi bırakmaması gibi... Korkularını, üzüntü ya da endişelerini bırakabilmen, içsel huzura ulaşabilmen için geçmiş yaşamlarını işte bu yüzden öğrenmeli, bilmelisin. Zamanda yolculuk etmek olağanüstüdür. Seni oluşturan milyarlarca hücrenin neden meydana geldiğini düşündün mü hiç?” sorusuyla başladıkları seanslarda genç kadının olaylara bakışı değişmeye başlayacaktır. Bu süreçte karşısına çıkan rakamlar, semboller, okuduğu kitabın bir satırı, izlediği bir film veya şarkıyla ruhsal kimliğinin peşine düşer. Maya, Marilyn Monroe’yla ne kadar çok ortak noktası olduğunu gördüğünde ise yaşadığı tesadüflerin arkasında yatan denklemleri çözmeye çoktan karar vermiştir!