Ressam Aret Gıcır, Günden Güne’de, İstanbul Ermeni Patriği Mesrob II’nin (Mesrob Mutafyan) yıllardır bilinçsiz bir halde yatağa bağlanmasına neden olan zihinsel hastalıktan yola çıkarak; hafızayı, tarihi, unutuşu ve yaşamla ölüm arasında asılı kalmış zamanı ele alıyor. İsmini şair Garbis Cancikyan’ın 26 yıl süren kısa ömründe yayımlanan ilk şiirinden alan kitap, patriğin kapalı bilinci ile bu konu etrafındaki şaibeler ve travmatize olmuş toplumsal hafızanın günden güne soluşunu paralel süreçler olarak kurguluyor. Ressam Gıcır, insanı derinden etkileyen tablolarında, Patrik Mesrob’un şahsından yola çıkarak, bir toplumun hikâyesini anlatıyor. Resimlerde gözümüze çarpan silah metaforu, Patriğe yönelik suikast planını, Ermeni toplumuna yönelik tehditleri, Hrant Dink’in öldürülmesinden önce ve sonra yaşananları getiriyor akla. Kitap, 1915’te yaşananların inkârını ve bir asrı aşkın süredir devam eden bu tavrın toplumda ve kolektif bellekte yarattığı etkiyi anımsatarak, okuru, Mutafyan’ın zihinsel rahatsızlığını tüm bu geçmişle birlikte ele almaya yönlendiriyor. Günden Güne’de, Rober Koptaş ve Evrim Altuğ’un, eserlerin kavramsal ve toplumsal arkaplanına dair ipuçları sunan yazıları, Türkçe, Ermenice ve İngilizce olmak üzere üç dilde yer alıyor. Günden Güne, sanatçının 7 Mayıs - 4 Haziran 2016 tarihleri arasında İstanbul Karaköy Rum Okulu’nda açılan aynı adlı sergisiyle eşzamanlı olarak yayımlandı.