Kör Baykuş, uyku ve uyanıklık halinde geçen iki bölümden oluşmaktadır. Ancak rüyanın gerçekten ayırt edilmesi ne kadar zorsa, gerçek de gerçek olamayacak kadar ilginçtir. Ölümün peşinden ayrılmayan, epey ince fikirli bir yazardır Sâdık Hidayet; yirminci yüzyıl İran edebiyatına yön veren isimdir. Kör Baykuş’ta kurguladığı anlatıcı, hayalle gerçek arasında, dünle bugün arasında gidip gelir; hayat ve gerçekler karşısında yenik düşen insanın hikâyesini bugüne nakleder. Birinci şahsın ağzından anlatılan hikâye, güzel bir şiirden, bir acının mateminden başka bir şey değildir. Hem dünden koparılmış hem de yarını olmayan, başıboş ve huzursuz insanın öyküsüdür bu. Sâdık Hidayet’in eserlerinde, onun manevi ve dünyevi sorunlarından ziyade, güzelliğe dair düşüncelerini görmek mümkündür. Kör Baykuş da bunun en iyi örneğidir.
Sevâl Günbal’ın Farsça aslından çevirisi ve önsözüyle…
“Başyapıt diye bir şey varsa o da budur.”
André Breton