5000 yıldır değişmedi. İktidar, daha güzel ve başka bir dünya düşünü barındıranları susturmanın, yok etmenin adı oldu hep. Üretim araçları, üretim ilişkileri, mülkiyet biçimleri, teknoloji, sınırlar, çağlar... Hepsi değişti ama özünde değişmeyen bir savaş vardı.
Bir kentin mahallelerinden, o mahallenin mekânlarından nasıl görünür bu savaş? Ahmet Antmen, üstgerçekçi bir dönem hikâyesi ile bunu yanıtlıyor işte. Oluşturduğu mekânlar arasında sürüklenirken, işkenceci bir polisin ruh hâline de, genç bir devrimcinin aşkına da, toprak sahada top koşturan çocukların kahkahalarına da tanıklık edebiliyorsunuz. Üstelik o kadar tanıdık ki hepsi, romana konu bir kahraman, yakın tarihimizin figürlerinden birine karşılık geliyor izlenimine kapılıyorsunuz.
Toprak bir sahada, güneşin altında parlayıp duran bir topun, mavi üzerine siyah çizgilerini, bir kişinin başkasına dönüşmesi için bir köprü olarak inşa ediyor Ahmet Antmen, Beri Zaman Mahallesi'nde. Sanki yaşanan her şey, sonunda o toprak sahaya uğrayıp, o mavi siyah topun etrafında, bir tek "özne"de kesişiyor: insanda! Ve yolculuğuna Çukurova'da başlayan bu "insan" günümüze doğru devam ediyor macerasına.
Umut ÜNALAN