Molla Sadra'da Felsefe ve Kutsal Kitap
Bu kitap, meşhur İslâm felsefecisi Molla Sadrâ’nın (ö. 1050/1641) düşüncesi ışığında felsefenin, dinî metin yorumunun ve mistisizmin ortak bir noktada kesişmesini inceliyor. Mohammed Rustom, Molla Sadrâ’nın Kur’an tefsirinin teorik ve pratik boyutlarının titiz bir tanıtımını yaparak Müslümanların günlük hayatında merkezî önem taşıyan Fâtiha sûresinin şerhinde kullandığı içe işleyen metafizik üsluba dikkat çekiyor. Molla Sadrâ’nın Fâtiha şerhi, bir taraftan Fahreddin er-Râzî (ö. 606/1210) ve İbnü’l-Arabî (ö. 638/1240) gibi Ortaçağ entelektüel devleriyle bağlantı kurarken diğer taraftan da felsefe, ilâhiyat, tasavvuf ve Kur’an tefsiri gibi büyük bilim dallarıyla da irtibata geçiyor ve kendisine dinî metin temelli çerçeve içinde birçok felsefî görüşünü değiştirmek ve yeniden şekillendirmek fırsatını sunuyor. Böylece başka şeylerle birlikte, Sadrâ’nın öbür âlemde insanoğlunun selâmetini savunan derin bir dinî düşünür oluşu kendisini belli ediyor.
“Molla Sadrâ’nın Kur’an tefsiriyle ilgili kitap uzunluğundaki bu ilk çalışması, bu 17. yüzyıl Müslüman düşünürünün eserine ve İslâmiyet’teki felsefî tefsir ilmine çok büyük katkı sağlıyor. Mohammed Rustom, Sadrâ’nın “aklî” ve “naklî” bilimlerin birlikteliği görüşünü ortaya koyuyor ve Kur’an üzerine tefekkür eden birinci sınıf bir düşünürün mükemmel tasvirini yapıyor. Rustom, Kur’an tefsiri ilmini Sadrâ’nın “Tenzih İrfanı” çerçevesinde bir bağlama yerleştirme hususunda mükemmel bir vazife yaparak dinî metne dayalı muhakeme yönteminin felsefî vizyonla nasıl tamamlandığını gösteriyor. Sadrâ’nın Kur’an tefsiri ilmi üzerine anahtar metinlerinin derinlemesine bir okumasını ve tercümesini temel alan bu kitap, Sadrâ’nın uzun zamandır ihmal edilmiş görüşlerini değerlendiriyor ve entelektüel İslâmî geleneğin zengin felsefî nakışlarıyla okuyucuyu tanıştırıyor.”
-PROF. DR. İBRAHİM KALIN-
“Mohammed Rustom, 17. yüzyılın öne çıkan İranlı düşünürü Molla Sadrâ’nın öncü nitelikte olan eserindeki harikulade Kur’an tefsirine bir kapı açıyor. Rustom, Molla Sadrâ’nın eserindeki felsefe, tasavvuf ve İslâm teolojisi arasındaki derin bağlantıları açıklığa kavuşturuyor. Bu sürükleyici eser, aklın vahiyle nasıl bir etkileşimde olduğunu sorgulayan herkes tarafından ilgiyle karşılanacak.”
-PROF. DR. CARL W. ERNST-