“Dünya’nın dağlarına değil de bir tek dağına çıkıyormuşum gibi görünse de neo klasik tavrı yaşamıma hâkim kılmaya çalışmakla, ‘dağcılık’ denilen şeyin ‘adrenalin artistliği’ olmadığını kavrayabildim sanırım. İnsan, hangi dağa tırmanırsa tırmansın asıl tırmandığı kendi dağından başkası değilmiş… Günümüz şairi, sanatta türlü deneylere girişirken işte bunu, kendi dağına tırmanmayı unutuyor. Bir çeşit adrenalin bağımlısı olarak eylemleri kendine hiç dokunmadan devinip duruyor. Biraz durup düşünse belki kendi hâlini kavrayacak ama bu defa yenilikten geri kalacağı, yaşadığı zamanın dışına atılacağı endişesiyle bunu yapmıyor. Zihni, ona sürekli aynı oyunu oynuyor. O da okuruna hep ‘ben yeniyim, yaşanan zamanın şiiri benim şiirim’ oyununu türlü şekillerde pazarlayıp duruyor. Kendi dağını bir tırmansa ‘sarp bir yokuş’ ile karşılaşacak. Fakat bunun yerine gayet güvenli ve emin bir düz yolu -şiirde yenilik ilahesine tapınmayı tercih ediyor…”
Sözcükler İçin Savaş, şiir üzerinden geliştirilmeye çalışılan neo klasik tavrın, şiirden dünya hayatına -ya da tersine, dünya hayatından şiire- uzanan mahiyetini sorgulayan yazılardan oluşuyor.