“Karmaşık ve trajik bir başyapıt. John Brunner bilimkurgunun Rachel Carson’ıdır.” –Ian Watson
“Kimse, günümüzün sorunlarını John Brunner gibi tahmin edememiştir.” –William Gibson
“Yukarı bakar aç koyunlar, çobandan medet umar.”
Bilimkurgu yazınının başlıca kâhinlerinden biri olan John Brunner, aynı zamanda türün en deneysel ve yenilikçi eserlerine imza atmış bir yazar. Koyunlar Yukarı Bakar ise yazarın en dehşet verici kehanetlerinden biri.
İki dünya savaşının ve sanayileşmenin ardından hava kirliliği öyle bir seviyededir ki insanlar maske takmadan açık havada yürüyemez hâle gelmiştir. Tarımda ve hayvancılıkta kullanılan toksik maddeler yüzünden bebeklerin ölüm oranları artmış, doğum kusurları ve fiziksel hastalıklar normal sayılmaya başlamıştır. Büyük şirketler her türlü kâr için savaşırken, yozlaşmış hükümet görevlileriyse cebini doldurmanın peşindedir.
Çevreci Austin Train yaptığı kehanet niteliğindeki uyarıların ardından gördüğü tepkiler yüzünden firardadır. Radikal çevreci gruplar onun liderliğini ve manifestosunu benimsemişken hükümet ise onu ortadan kaldırmanın planlarını kurmaktadır. Medyanın tek derdi ise reyting kaygısıdır. Çok az insan dünyanın geleceğinin, insanlığın kirli parmakları arasından kayıp gitmekte olduğunun farkındadır.
İnsanlık olarak çevreye verdiğimiz zararı geri alabilir miyiz? Yoksa her şey için artık çok mu geç kaldık?
Koyunlar Yukarı Bakar, günümüzün ve geleceğimizin otopsisi.
David Brin’in önsözüyle
James John Bell’in sonsözüyle