Tarih ve kültür kokan bu eser, yazarın Özbekistan, Azerbaycan, Dağıstan, Moskova, Başkırdistan, Tataristan, Kazan, Kazakistan ve Kırgızistan’a gerçekleştirmiş olduğu 13 günlük bir gezinin notlarını kapsıyor. Bu bölgelere dair kaleme alınmış diğer eserlerden farklı olarak bambaşka hikayeleri okuyucusuna sunuyor. Yazarı Halit Güler’in kendi ifadeleriyle bu eseri farklı kılan nokta ise şöyle anlatılmış: “Çünkü biz, diğer heyet ve şahısların, hatta diplomatların giremedikleri bölgelere girdik, göremedikleri insanlarla kucaklaştık, yemyeşil ovalarda koyun otlatan çobanlarla, at koşturan Dağıstanlı gençlerle selamlaştık, yaşlı ve gençlerle omuz omuza namaz kıldık, köy sofralarında ve ev sohbetlerinde diz dize beraber olduk.''