"Henüz bir masal olan şu zaman, sana göstermeden bir yere gizlenmiş olabilir. Ya git ya da kal. Mesafeyi dondurmuş, boğazını kurutmuş, dilini koparmış, başını döndürmüş olabilir. Git ya da kal. Karşındaki karanlık, yüzüne çığlık çığlığa çarpıp duruyor olabilir. Git... Kal... Sadece parmaklarının yardımıyla konuşabilen şu dudaklardan sızan sayıklama, seni yaralıyor, yok sayıyor, yıldırıyor, başucunda bekliyor, yüzüne üflüyor, seni iyileştiriyor da olabilir. Gitme, kal. Hep zaman yok, kalmadı denecek. Hadi gitme. Kal. Ya da git! Dön geri. Bu yer, tutsak bir kimsenin ilk bedeni. Çoktan ayartıldı. Bu yer tek ayartılmanın, sevmenin sürekliliği... Ya git ya da kal... Dön geri."