Kaynaklarının yetersizliğinin yansıra, araştırmalara referans olan Sünni bakış açısının etkisiyle Alevilerin siyasal tarihleri yer yer, gerçeklerden uzaklaşmış, abartılarla ve zorlamalarla süslenmiş bir tarihe dönüşmüştür. İki kitap olarak kurgulanan “Alevilerin Siyasal Tarihi”, inanca dair herhangi bir tartışma yapmadan, kolay olmasa da “resmi Alevi tarihinin” dışına çıkarak, abartılarla ve efsanelerle beslenmiş “Alevi tarih anlatımını” da sorgulayan bir çalışma...
“Pir-i Sani” kabul edilen Balım Sultan’ın bir Osmanlı memuru olduğunu yazmak gibi… Şah İsmail’in enginliğinin yanı sıra zalimliğini de görmek gibi… Alevilikle, iktidarın asla örtüşmediğini yazmak gibi… XVI. yüzyıl sonundan 1960’lara kadar birkaç istisna dışında Alevi dünyasında “sessizliğin ve kabullenmenin” neredeyse “doğal bir geleneğe” dönüştüğünü belirtmek gibi…
Talat Paşa başta olmak üzere, dönemin Şeyhülislamları dahil birçok kişiyi Bektaşi ilan etmenin sokakta ve öğretide hiçbir karşılığının olmadığını yazmak gibi… Atatürk’ün Hacı Bektaş ziyaretinin “resmi tarihte” yalnızca bir tek satırla geçtiğini, Mustafa Kemal’i Hacıbektaş’ta “Cem'e katmanın, kılıç kuşatmanın” gerçekleri yansıtmadığını belirtmek gibi… I. Meclis’te Meclis Başkanvekili seçilen Cemalettin Çelebi’nin Meclise hiç gelmemesinin ve ölümünün gerekçesinin üzerine gitmek gibi…
Alevilerin Demokrat Parti’ye yöneldiğine dair tespitlerin fazlasıyla abartılı olduğunu seçim sonuçlarıyla göstermek gibi… Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 27 Mayıs sonrası tam anlamıyla kurumsallaştırıldığını ve kentlerde “görünür” hale gelen Alevilere yönelik saldırıların bilinçli olarak arttığını yazmak gibi daha bir çok konu işte bu birinci ciltte yer alıyor…