Evin İlyasoğlu usta bir romancılık tekniğiyle Nevit Kodallı’nın yaşam öyküsünü Mersin’in Gözne yaylasında geçirdikleri bir günün içine sığdırmış. Bir nehir söyleşisini andıran anlatıda Gözne Kalesi, Sunturas şelalesi ve Gözne yolları, tiyatro dekoru gibi yer alıyor. Nevit Kodallı çocukluğundan başlayıp günümüze uzanan yaşam yolculuğunu bu dekorun içinde anlatıyor. Nevit Kodallı Cumhuriyet’le kurumsallaşan çoksesli müziğimizin ikinci kuşak bestecilerinden. Çalışkanlığı, üretkenliği, kararlılığı ve doğru bildiğini çekinmeden söyleyen karakteriyle tanınan kültür sanat adamımız. Mersin gibi çok-kültürlü bir ortamda doğmuş, küçücük yaşta besteci olmayı aklına koymuş. Kulağında yetiştiği yörenin tüm sesleriyle Ankara’ya yeni kurulan konservatuvara girmiş. Ardından Paris’e giderek çağımıza yön veren bestecilerden Arthur Honegger’le ve nice besteciye yol gösteren Nadia Boulanger’yle çalışma fırsatı bulmuş. Ankara’da yeni kurulan Cumhuriyet’in geçiş dönemini yaşadığı gibi Paris’te de savaş sonrasının geçiş dönemini yaşamış. Eğitimini tamamlayıp Türkiye’ye döndükten sonra nice müzik kurumunda hizmet vermiş, yüzlerce öğrenci yetiştirmiş, müzik sorunlarımızın iyileştirilmesi için çaba göstermiş ve yazdığı pekçok yapıtla çoksesli müzik tarihi zincirinin önemli halkalarından birini oluşturmuş. Atatürk Oratoryosu, Van Gogh ve Gilgameş operaları, Cumhuriyet Kantatı, Hürrem Sultan Balesi, Sinfonietta, Telli Turna, Ebru, Güzelleme,Viyolonsel Konçertosu, liedler, oda müziği yapıtları ve piyano parçalarıyla, hemen her ortam için altmış yılı aşkın bir süre düzenli aralıklarla yapıt üretmiş. Kitabın eki olan CD’de Kodallı’nın konçerto alanındaki tek örneği olan Viyolonsel Konçertosu ve Evin İlyasoğlu ile yaptıkları bir radyo söyleşisinin kaydı yer alıyor. Sesiyle, müziğiyle, anılarıyla, tanıklarıyla Nevit Kodallı, Cumhuriyet tarihimizin önemli bir kavşağı olarak karşımıza çıkıyor. >