8 Ekim 1908’de ressamlar, gravürcüler, tasarımcılar ve mimarlardan oluşan jüri, Adolf Hitler’in dosyasına tereddüt etmeden neşteri vurmuştu. Çizgisi beceriksiz. Kompozisyonu anlaşılmaz. Tekniklerden bihaber. Hayal gücü sıradan. Bütün bunlar sadece bir dakikalarını almış ve vicdansızca ilan etmişlerdi: Bu genç adamın hiçbir istikbali yoktu.
Ya jüri başka türlü karar verseydi ve Adolf Hitler’i Güzel Sanatlar Akademisi’ne kabul etseydi neler olacaktı? Bu karar sadece bir hayatın seyrini değil, dünyanın seyrini de değiştirecekti. Nazizm olmadan yirminci yüzyıl nasıl geçecekti? Adolf Hitler’in ressam olduğu bir dünyada elli beş milyon insanın öldüğü İkinci Dünya Savaşı olacak mıydı?
Adolf H.’nin Diğer Yaşamı’nda, bir hayatın gidebileceği iki farklı yolu anlatan Eric-Emmanuel Schmitt, insanın masumiyeti ve suçluluğu, özgürlüğü ve sorumluluğu üzerine zihinlere şüphe tohumları ekiyor.