Michel Chossudovsky “Yoksulluğun Küreselleşmesi “ adlı eserinde “ Bazı ülkelerde stratejik sektörlerin (örneğin petrol, doğal gaz, telekomünikasyon) ve kamu tesislerinin devlet mülkiyetinde olması anayasa gereğidir. Bu sektörlerin özelleştirilmesi Brezilya örneğinde olduğu gibi, öncelikle anayasanın değiştirilmesini gerektirebilir“ demektedir.
Şimdi merkezi Amerika Birleşik Devletlerinde bulunan Anayasal İktisat okulundan dünyanın geri bırakılmış halklarına, devletlerinizi küçültün ve uluslararası şirketlerin devletlere alternatif olarak kamusallaşmalarının teorik ve pratik alt yapısını oluşturan yönünde çağrı yapılmaktadır. Emperyalist devletlerin imf ve dünya bankası eliyle yönetilen müstemlekesi olun anlamına gelen bu çağrının peşine takılmanın kompradorların küreselleşme cinneti ile uluslararası şirketlerin sömürü pratiğine ve neoliberal yozlaşmaya hizmet eden sakıncalarını görmek gerekir.
Geri kalmış ülkelerin ulusal değerleri üzerinde oynanan satrancın hukuk hamlesi olan anayasal iktisat hareketi en azından ulusal çıkarlar ve demokrasi için mercek altına alınmalıydı ve bu kitapta öyle yapıldı.