Her şey düş, hayaldi. Söylenen her söz destan. Zaman gürül gürül akıyor, ayrıntıları unutturuyordu. Gerçeğe yer yoktu. Katipler yazıyor, hakkaşlar çiziyordu. Yazıyor, çiziyorlardı ama zaman bir üfledi mi tamam! Halk ıslık, türkülerle konuşuyor, at binen gideceği yoldan çok atacağı havayı düşünüyordu. Kürdistan taşı, toprağıyla değişmiş rüyanın büyüsüne kaptırmıştı. Adım başı destandı ve yarattığı destanlarla yeniden yaratılıyordu. Bu hal gerçekten daha gerçekti.