Özlem ve İhsan Oktay Anar’ın evine yerleşip oradan biz insanoğlunun halipürmelalini anlatan bir kedinin maceraları…
“Bazı insanların kendileri için söylediklerinin tersine, asıl biz kedilerin hayatı romandır. Hem de ne roman! Alaaddin’in lambası gibi sihirli sayılırız. Eğer bizi biraz okşayacak olursanız, içimizdeki cin, yani bizzat biz, uyanır ve size masal yahut hikâye fısıldamaya başlarız. Hemingway, Dickens, Shaw, Poe gibi şimdi kim olduklarını hatırlamadığım kişilerin de kedileri varmış ve bunlar senelerce, kedilerinin fısıldadıkları hikâyelerle geçimlerini sağlamışlar. Yaptıkları aslında intihal! Ama biz kediler tokgözlü canlılarız. Fazla bir şey istemeyiz: Biraz süt, biraz mama veya ciğer; birazcık da, onu bunu kırıp dökme izni.”
Özlem Anar, Âşık Kedi’de bir kedinin gözünden biz insanların garipliklerle dolu dünyasını anlatıyor. Her kedi gibi çokbilmiş bir kedi bu… Kimi zaman kucağımıza uzanıp mırıltılarıyla bize tarifi imkânsız bir huzur sunarken, kimi zaman da o sivri tırnaklarıyla ruhumuzu tırmalamaktan korkmayan bir kedi…
Âşık Kedi, şu fani dünyayı nasıl daha yaşanır bir hale getirebileceğimizin ipuçlarını veren bir roman.
Kedimizin, İhsan Oktay Anar’ın hiç bilinmeyen yönlerini merak edenlere de pek çok sürprizi var.