Bana her şeyi anlatmana gerek yok. Beni bu boka bulaştıran Hikmet Usta, bu lağımın nasıl çalıştığını da anlatmıştı. Siyah Paltolu Adam’a doğrudan ulaşılamadığını biliyorum. Ben sana geldiğimde, sen bir başkasına gidiyorsun, o da bir başkasına gidiyor ve sonra belki bir başkası daha. Bana tek söylemen gereken senden sonra kime gideceğim. Sonra tüm bunlar hiç yaşanmamış gibi birbirimizi bir daha görmemek üzere ayrılacağız.
Çürük evler, bakımsız sokaklar, ne kadar yaşlı olduğunu bilmeyen dükkanlar ve ağır ağır yanan ruhlar... Kendi yarattığı gölgelerin içinde gezinen bir adam... Siyah Paltolu Adam... İblis, avladığı hayvanı çiğnerken ağlarmış.
Bülent Çallı, yalın ve merak uyandırıcı bir sesle, tekdüzeliğin, arzunun ve baştan çıkarılışın hikayesini anlatıyor.
Simsiyah, fantastik bir sessizliğin, güneşin doğuşunu bekleyen açgözlü insanların romanı...
Her şey, zifiri bir siyahlığın içine gömülüyor.