Gittikçe karmaşıklaşan toplum yapısı ve teknolojik gelişmeler, siyasi, sosyal ve ekonomik krizler bireyleri zorluk düzeyi artan problemlere çözüm bulmak zorunda bırakmaktadır. Verilen kararın kalitesi, doğrudan etkilediği kitlenin (toplum, işletme, birey) yaşamsal değerlerine yansıdığı içindir ki, akılcı (rasyonel) yaklaşımların önemi büyüktür. Öte yandan, karar problemlerinin hepsini, çıktı değerleri bakımından, nicel olarak tanımlayamayacağımız da çok açıktır.
Karar verme, yaşayan sistemler için en önemli faaliyetlerden biridir. Sistemin başarısı ve sürekliliği doğrudan verilecek kararlarla sağlanır. Her karar durumunun farklı özellikler taşıması sebebiyle, karar verme sürecinde, bilginin ve sistematik yaklaşımın kullanımı tartışmasız katkılar sağlayacaktır.
Karar veren kişi, karar ortamındaki belirsizlik düzeyine göre, kendisini mümkün olabilen en iyi sonuca götürecek bir yol izlemelidir. Her şeyden önce, bir karar durumunda yapılabilecek hareketler ve karar ortamının sergileyebileceği koşullar belirlenmeli, her hareketin farklı koşullar karşısında üreteceği değerler sayısal olarak ortaya konmalıdır.
Karar verme sürecini teorik açıdan inceleyen kitapta; farklı karar ortamlarında verilecek kararlar için öznel yargılar ve bilimin nesnelliği arasındaki ödünleşim; problemler bazında değerlendirilmekte ve güçlü ve zayıf yönleri vurgulanmaktadır.