M.E.B. Tavsiyeli
Kur’ân-ı Kerîm’i Okuyup Anlamanın Önemi
Allah’ın, insanlar arasından elçi seçip onlara kitap indirmesinin hikmeti, o elçiler ve kitaplar vasıtasıyla kullarını doğru yola iletmektir. İbrâhîm sûresinin 4. âyetinde belirtildiği üzere; her millete kendi içinden, aynı dille konuşan bir peygamber görevlendirilmiş ve o dilde vahiy indirilmiştir.
Hz. Muhammed’in peygamberliği evrenseldir. Her ilâhî mesaj gibi, Kur’ân-ı Kerîm’in prensipleri de bütün insanlık için geçerlidir. Arapça’yı anlamayan Müslümanların, Kur’an-ı Kerim’i Arapça metni ile birlikte, anlamını düşünerek kendi dillerinde okumaları çok daha iyidir.
Mehmed Âkif’in,
“Ya açar nazm-ı celîlin bakarız yaprağına
Ya da üfler geçeriz bir ölünün toprağına
İnmemiştir hele Kur’ân bunu hakkıyla bilin
Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için!”
dizeleriyle dillendirdiği üzere gaye, Kur’an kelimelerini yinelemekten çok onun mânasını anlamak ve okunan Kur’an’a göre hareket etmektir. Yani kişinin, Kur’an’ın mânasını düşünüp anlaması, onun istediği biçimde örnek bir insan olmaya çalışmasıdır.