Avrupa’da ortaya çıkan bir güvenlik sorunu tüm dünyayı etkisi altına alabilmektedir. İnsanlık tarihinin en yıkıcı savaşları olan I. ve II. Dünya Savaşlarının çıkış noktası olan Avrupa kıtası tarih boyunca çatışma ve iş birliği sarmalında güvenlik arayışlarının merkezi olmuştur. Bir barış projesi olarak hayat geçirilen Avrupa Birliği de aslında bu çabanın bir ürünüdür. Bugün tüm Avrupa’yı, hatta nükleer silah ihtimalinin gündeme gelmesiyle tüm dünyayı tehdit edecek şekilde Rusya-Ukrayna çatışması gündemdedir. Son dönemde Balkanlar ve Ortadoğu’daki istikrarsızlıklar, göçmen sorunu, enerji krizi gölgesinde güvenlik ve istikrar arayan bir AB söz konusudur. Güvenliğini NATO’ya ihale etmek istemeyen ancak müstakil bir Avrupa ordusu kurma konusunda da başarılı olamayan AB, belki daha derin bir entegrasyonla Brexit sonrası ortak güvenlik ve savunma politikasını şekillendirmek istemektedir. Bu bağlamda ‘Avrupa güvenliğini anlamak dünya güvenliğini anlamanın anahtarıdır’ şeklinde bir ifade yanlış olmasa gerek. Bu düşüncelerden hareketle Avrupa Güvenliği kitabı, tarihsel yönlerini de ele alarak Avrupa Birliği ve komşu bölgelerdeki güncel güvenlik sorunlarının anlaşılmasına farklı bir bakış açısıyla katkı sağlamayı amaçlamaktadır.