Yanardağın Üstündeki Kuş’a şiirler söyleten, karanlıkları gelincik tarlasına dönüştüren, şarkılara söz veren, bizim için güneş toplayan bir şiir işçisi…
Vitrinde, gündemde olmaktan pek hoşlanmayan, şair gibi değil şiiri gibi yaşayan, onurlu bir mahcubiyet...
Olgun sesine, yaslandığı kadim bir gelenek kadar bir çocuk çekingenliği de katan, bir incelikler yontucusu…
Nazlı bir şiir coğrafyasında nostalji takıntısından uzak, sahici yaşanmışlıklar bulunan, çarpıcılığını yalınlığından alan dizeleriyle bir Akdeniz şairi görüntüsü sergileyen bir usta… Hatırlanan dizeleriyle değil, unutulmayan dizeleriyle sevilen, İkinci Yeni’nin hem içinde hem dışında gürültüsüz bir kalem…