Çöl Masalları, Kayıp Şahıslar Albümü, Malihülya ve Şehrin Kuleleri... Yaşamın ve insanın kaotikliği, ihtişamı, sefaleti, sıradanlığı, zenginliği, tekdüzeliği, tesadüfiliği, akıldışılığı ve pespayeliği, bana kalırsa bu kadar keskin ve bu kadar sanatlı bir biçimde çok az anlatılabilmiştir bizim edebiyatımızda. Çok az yazar kendi çağıyla, çağdaşlarıyla karşı karşıya gelme cesaretini gösterebilmiş ve bu zorlu çabayı zamana direnebilecek büyüklükte yapıtlarla taçlandırabilmiştir: Tayfun Pirselimoğlu, işte bu yazarlardandır. Otel Odaları; çoğalan, dağılan ve okuru kendi sahici hikâyeleriyle karşı karşıya getiren bir yapıt... Otel Odaları; bir yanıyla, yusyuvarlak dünya üzerinde, yanı başımızda yaşayan sahici insanların, yani bizim gerçekliğimizin zamanda ve mekânda kavranarak betimlenmesiyse, bir yanıyla da canımızı yakan bu "günahkar" gerçekliğin yadsınmasıdır aslında... Unutmadan; dünya bir handır, insansa yolcu! Tayfun’un deyimiyle, feraset sahibi okur, zaten idrak edecektir bunu. Yaşama ve ölüme, manaya ve manasızlığa, suça ve cezaya, tekrara ve kadere, akla ve deliliğe, aşka ve ihanete, en gizli korkularımıza ve isteklerimize, hasılı kelam, insana dair muhteşem hikâyeler... Usta romancımız Tayfun Pirselimoğlu, şimdi de, usta işi hikâyeleriyle karşımızda... Ahmet Öz