Alman Siyasal Sistemi ve Devlet Erklerinin İç İçeliği

Alman Siyasal Sistemi ve Devlet Erklerinin İç İçeliği

280,00 ₺

Alman Siyasal Sistemi ve Devlet Erklerinin İç İçeliği

Bu çalışma, kitabın daha önceki baskılarının gözden geçirilmiş ve kapsamlı olarak geliştirilmiş halidir. Kitaba yeni bölümler eklenmiş, mevcut bölümlere ilişkin açıklamalar genişletilmiş ve Alman siyasal sisteminde yapılan son değişikliklere yer verilmiştir. Kitabın isminde de değişiklik yapılmıştır.

  Çalışma, Alman siyasal sistemini konu ettiğinden, okuyucuya kolaylık sağlama amacına yönelik olarak ve bir yeniliğe de öncülük etmek adına, İçindekiler ve metin içi başlıkları Almanca karşılıkları ile beraber verilmiştir. Okuyucuya kullanım kolaylığı ve ilgili konunun daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla kitap, Türkçe ve Almanca olmak üzere, iki dilde hazırlanmış renkli 29 çizelge ile desteklenmiştir. Gerek konu başlıkları gerekse çizelgelerde kullanılan Türkçe kavramlar, Almanca’dan birebir çevrilmemiş; Alman literatüründeki kavramların Türkçe’deki en uygun karşılıkları tercih edilmiştir.

  Devletler, demokratik anayasalarıyla iyi ve adaletli bir yönetim düzenini hedefler. Alman Devleti de anayasasının 20. maddesinin 2. ve 3. paragraflarında “İktidar gücünü Alman halkı adına birbirinden bağımsız olan yasama, yürütme ve yargı organları aracılığı ile yürütür” kuralını benimsemiştir. Devletin bu organları doğal olarak beraber çalışmak durumundadırlar. İşte bu çalışma, yargı ve siyaset kurumlarının iç içe girmiş kaçınılmaz yakın ilişkilerini incelemektedir. Devlet erkleri arasında var olan çatışma noktalarının, yetki dağılımında çoğu zaman yetki sınırlarının yakın veya iç içe geçmiş olmasından  kaynaklandığı görülür. Devlet organlarının yetkilerinin anayasa ile belirlenmesi ve sınırlandırılması iktidar gücünün keyfi kullanılmaması için konulmuş önemli bir engeldir. Ancak bu düzenleme, devlet erklerinin zorunlu olarak ortak çalışması zorunluğundan doğan birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Örneğin, yargının siyasal kurumlardan tamamen bağımsız, kendi iç işleyişinde de özerk olması hep tartışılır. Fakat halkın devlete olan güveninin tecelli edeceği yegâne kurum olan yargının demokratikleştirilmesi çok konuşulmasına rağmen, bu konuda ciddi değişiklikler getirecek adımların atılmadığı görülmektedir.

  Yasama, yürütme ve yargı erkleri arasında var olan gerilim, erklerayrılığı fikrinden daha eskiye dayanmaktadır. Kanunları yorumlamakonusu Roma Hukuku’nun da tartışma konusuydu. Hatta tartışmalar o derece ileri seviyede yapıldı ki İmparator Justinianus M.S. 553 yıllarında kanunları yorumlamayı yasak etmişti (Hirsch 2002, V). Bugün de aynı tartışmalar söz konusudur. Yapılan tartışmalara bir yanıt olarak Alman Anayasa Mahkemesinin ilk hâkimlerinden Willi Geiger, tarafları şu şekilde ikaz etmektedir: “Bir mahkemenin, hatta anayasa mahkemesinin görevi anlaşmazlıklar konusunda bir karar vermektir. Mahkemenin görevi bilimsel çalışmalar yapmak değildir.” (Geiger 1980,5).

Basım Tarihi: 01.03.2016
Son Basım Tarihi: 01.03.2016
Kaçıncı Baskı 1.Baskı
Kağıt Türü 1. Hamur
Kapak Türü Karton
Barkod: 9786059293655
Hata bildirebilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.