Bilişim Hukuku Mevzuatı başlıklı çalışmamız adından da anlaşılacağı üzere bilişim ile ilgili uluslararası ve ulusal düzlemde yer alan tüm mevzuatı kapsamak amacıyla hazırlanmıştır. Özellikle son on beş yıldır hukuki düzenlemelere konu olan Bilişim Teknolojileri, teknolojinin gelişimine paralel bir hızla yeni bir hukuk alanının ortaya çıkmasına yol açmıştır: Bilişim Hukuku.
Bilişim sektörünün hayatın her alanına girmesi, bilişim teknolojilerinin tıptan, uzay bilimine, muhasebeden, eğitime, üretimden, tüketime her alanda kullanılması bu alanların tamamı ile ilgili mevzuat üretimini hızlandırmış ve arttırmıştır. Bilişim Hukuku içerisinde medeni hukuk, ceza hukuku, ticaret hukuku ve idare hukuku gibi temel hukuk disiplinlerine ilişkin düzenlemelerin hepsini barındırmaktadır. Bir uyuşmazlık söz konusu olduğunda ise bu kuralların birçoğu alan ayrımı olmaksızın uygulanmaktadır. Ancak küreselleşen ve ticarileşen günümüz dünyasında yoğun bir mevzuat üretiminin olması ve bunların sayısının gün geçtikçe artması, çeşitli mevzuat çalışmalarının yapılmasına rağmen bunların toplu halde el altında bulunmasını ve istenildiğinde bir bütün halinde ilgili mevzuata ulaşılmasını zorlaştırmaktadır. Ayrıca hukuk fakültelerinde ve yüksek lisans/doktora programlarında bilişim hukukuna ilişkin çeşitli derslerinin okutulması hem araştırmacılar hem de öğrenciler açısından bu ihtiyacı gündeme getirmektedir. İşte yazarlar bu eksikliğin giderilmesi hedefiyle yola çıkmışlar ve bu derlemeyi hazırlamışlardır.
Derlemede, ülkemiz uluslararası toplumun bir üyesi olduğu, Avrupa Birliği üyeliğine aday olduğu, özellikle usulüne uygun olarak kabul edilen ve onaylanan uluslararası sözleşmeler iç hukukumuzun bir parçası olduğu için uluslararası sözleşmelere ve Avrupa Birliği direktiflerine de yer verilmiştir. Türkçe çevirisi olan metinlerin hem İngilizcesi’ne hem de Türkçesi’ne yer verilmek suretiyle olası çeviri hatalarının önüne geçilmeye ve araştırmacıların ilk kaynağa ulaşmalarının sağlanmasına çalışılmıştır. Ulusal mevzuatta ise Anayasa’dan başlayarak, tebliğlere kadar normlar hiyerarşisinde yer alan bilişim ile ilgili tüm düzenlemelere tüketme yöntemiyle yer verilmeye çalışılmıştır. Ancak Türk Ceza Kanunu ya da Türk Ticaret Kanunu gibi temel yasaların tamamına yer verilmek yerine yalnızca bilişim ile ilgili maddelerine yer verilmiştir. Doğrudan bilişim ile ilgili düzenlemelerin ise tamamına yer verilmiştir.
Çalışma yazarlarının yıllara dayanan dostluklarının ve ortak çalışma yapma arzularının da bir ifadesidir. Bu çalışmayı kısa bir süre sonra halen yazarların üzerinde çalışmaya devam ettikleri -100 Soruda Bilişim Hukuku- başlıklı ikinci bir çalışma takip edecektir. Her iki çalışmanın da en önemli özelliği, yazarların farklı hukuk disiplinlerinin bakış açısını bir potada eritebilme olanağını bu çalışmalarda bulmuş olmalarıdır. Böylelikle tek bir disipline bağlı kalmaksızın Bilişim Hukuku şemsiyesi altında bir bütün halinde söz konusu alanın incelenmesi ve mevzuatın derlenmesi mümkün olmaktadır.