Ulu Önder Atatürk uyarıyor :
« Tarihimizi inceleyiniz. Türk’ün çektiği bütün felaketler, karşılaştığı tehlikeler ve kötülükler hep kendi öz benliğini, milli varlığını ihmal ederek, nereden geldiklerini ve ne olduklarını, hangi nesle ait bulundukları belirsiz birtakim kimseleri kendilerine yönetici tanıyarak onların bilinçsiz bir aracı olmak durumuna düşmüş olmasıdır. »
Sultan 2. Abdülhamit, vatan konusunda şunları söylemekteydi ;
« Vatan, insanların ayaklarının bastığı yerdir. Onun uğrunda ölmeyi anlamıyorum. Bu kadar insanın vatan için birbirini boğazlaması iyi şey değil. »
1995’de Recep Tayyip Erdoğan şu çok önemli bir açıklamada, daha doğrusu bir itirafta bulunuyordu :
« Biz gerekiyorsa, şu mücadeleyi verirken, eğer benim Emir-Komuta Merkezim bana « papaz elbisesi giyeceksin’ diyorsa, papaz elbisesini giyer bu şekilde gider görevimin yaparım.
Niye ?
Çünkü bizim mücadelemiz sıradan bir mücadele değil, onun için… »
Türkiye’nin en büyük iki işvereninden biri olan Sakıp Sabancı özelleştirmeye, yani vatının satılmasına karşı çıkanları, masayı yumrullayarak şöyle tehdit ediyordu :
« Devlet Fabrikaları canavardır, özelleştirmeye karşı çıkan da vatan hainidir ! »
Avustralya gizisine çıkmadan hemen önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan duyuruyordu :
« Ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim. »
AKP’nin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan meydan okuyordu :
« Kâr edeni de zarar edeni de satacağız ! Devlet sanayici olmaz. Yakında SÜMERBANK tarihten siliniyor. Elinde bir şey kalmadığı gibi ismini de kaldırıyoruz.
SEKA, stratejik yer imiş ! Ne startejisi, önemli olan müşteri bulmak. Müşteri gece gelse, pijamayla çıkıp karşılarım. Seviyorum ben bu işleri arkadaş.
TEKEL’i Babalar gibi satarız !
TÜPRAŞ’ı Ruslara satar mısın, diyorlar. Satarım arkadaş.