Bu kitabın yazarı bize, çocuk anlayışının sanki birbiri üzerine konmuş iki ayrı kanaviçede İşlendiğini göstermektedir: Alt planda olup bitenler özellikle ilk seneler içinde çok önemlidir. Bütün bu iş, kendini doyuma ulaştırmaya elverişli her şeyi karmakarışık bir yolla kendine çeken ve ihtiyaçlarının çevresinde belirginleşti-ren çocuğun eseridir. Bu öznellik, arzular, oyun, hevesler veya Freud`un dediği gibi Lustprinzip (hoşlanma ilkesi) planıdır. Üst plan İse, tersine gittikçe baskısını çocuğa duyuran toplumsal çevreyle aşama aşama biçimlenir. Bu nesnellik, dil, mantıksal kavramlar, bir sözcükle realite [gerçeklenme) planıdır. Bu üst plan öncelikle hiç de sağlam bir görünüm vermez.
Biraz fazla yüklenince eğrilir, çafırdar ve delinİr. Bu planı oluşturan öğeler alt plana dökülür ve alt planın öğelerine karışır. Diğer parçalarsa, boşlukta kalır. Bakış açısı bu plan ikiliğinin varlığını kavramaya uygun bir durumda bulunmayan ve her şeyin aynı düzey üzerinde olup bittiğine inanan gözlemcide, derin bir karmaşa izleniminin uyanması çok doğaldır. Çünkü bu planlardan her birinin kendine Özgü ve diğeriyle uyuşmaz birer mantığı vardır. İşte Piaget, kanıtlara dayanarak, çocuk düşünüşünün autistique (düşsel) düşünceyle yetişkinin mantıksal düşünüşü arasında ortalama durumda bulunduğunu göstermekle, bize çocuk anlayışına ilişkin genel bir bakış açısı vermiş bulunuyor