(1990-1996)
“Bir yazar için yazmak eyleminden daha ögretici bir şey yok.”
Günlük türünün en önemli isimlerinden biri olan André Gide, edebiyatçı günlüklerinin birer portre, öykü, anı, tarih yazısı olduğunu söyler. Türk edebiyatının abidevi günlüklerinden biri olan Damla Damla Günler’in IV. cildinde Adalet Ağaoğlu tam da bunu yapıyor. Bu ciltte de Ağaoğlu'nun yaratım sürecine tanık olacak, yapıtlarını ortaya koydug–u dönemlere onun gözünden bakacak, yurtdışı seyahatlerine eşlik edecek, Bahriye Üçok’un, Uğur Mumcu’nun uğradığı suikastları, unutulmaz Madımak’ı, The Marmara saldırısını, Metin Göktepe olayını anbean bir de Adalet Ağaoğlu’yla izleyip duyacağız. Türkiye’nin tarihi, Adalet Ağaoğlu’nun kişisel tarihinden yansıyacak.
Günlük’ün, önceki baskılarda tek cilt olarak yayınlanan 1983-1996 dönemini, daha rahat okunmasını sağlamak amacıyla iki cilt halinde sunuyoruz.
“İki kere mahkemeye verildim, bir romanım da toplatılmıştır. Ayrıca ben dışarda, kadın haklarını sonuna kadar savunsam da, yaratıcı bir yazar olarak birtakım ideolojik etiketler altında yayımlanıp tanınmak istemem. Bana tiyatro, roman, hikâye, deneme yazarı densin, bu yeter. Ülkemde de ‘kadın yazar’ levhası altında ölçülüp biçilmeyi reddetmekteyim. Cinsiyet ayrımına göre olacaksa yazarlık, bırakın sizin cinsinizden olanlara da ‘erkek yazar’ densin bari…”