Cumhuriyetin Ellinci Yılı Dizisi: 1
Son elli yıllık mimarimiz üzerine, mimarlık tarihçilerimiz veya bu konuyla ilgili mimarlarımız tarafından yapılan eleştiriler, - bir kaçı dışında - genellikle yapıların eleştirisi olmaktan çıkıp, belli bir tek mimari ögenin eleştirisine dönüşmüştür. Bu öge çoğu kez siyasal veya eğitimsel olmuştur. "Ulusal bilinç yaratma" politikası "yanlış" veya "doğru" olabilir, bunun tartışılması ve yorumlanması yapılabilir. Ancak bu mimari ögenin, tasarım sistemi içindeki ağırlığının, diğer ögelerle olan bağıntısının ne olduğu bilinmediği sürece, mimari ürünün değerlendirilmesi de sübjektif olacaktır. Daha önce belirtildiği gibi değerlendirme sentezin bir sonucudur. Analitik bir sentezin var olmaması, mimari ögelerin tasarımda ağırlıklarının bilinememesi, yorumcuları yanıltabilir. Mimari ögelerin tasarımdaki ağırlıkları tarih dilimleri içinde çeşitli toplumların, işverenlerin değişik tutum ve kabullerinden dolayı farklı farklı saptanmıştır. Döneme göre, biçimsel veya ekonomik bir tutum, mimari ögelerin ağırlıklarının saptanmasına temel olmuş, böylece dönemlere göre mimari ögeler arasındaki ilişkiler düzeni değişmiştir. Önemli olan, her mimari ürünün oluşumunda önceden saptanan bu ögeler arası ilişkileri bilmek, bu ilişkiler düzeninin hangi oranda gerçekleştiğini üründe tespit ederek eleştirmektir. Buna göre bir ilişkiler düzenini, bir de ürünün kendisini eleştirmek gerekir. İlişkiler düzenini belirlemeden, salt ürünü eleştirmek objektif olamaz. Elimizdeki belgeler, ürünlerin oluşumundaki ilişkiler düzenini açıklamak için yeterli değildir. Bu nedenle son elli yıl içinde uygulanan mimarı ürünlerin "doğru" olarak değerlendirilmesi de şimdilik bir dereceye kadar olanak dışıdır.