Bildik bir doğa parçası, ağaçlar, kar altında bir başına koşan bir at, ölü bir tilki… bir tarafta bunlar olup biterken diğer tarafta bir çocuğun tuhaf, karanlık sezgileri. Hayatın aşina seyri ve içkinlik.
Bir görüntünün çoklu-yaşaması. An’ı oluşturan unsurların yerini belli belirsiz değiştiriyor Ebru Ceylan. Küçük, sessiz kurgular buluyor, icat ediyor. Olağanı kavramsallaştırıyor. Bir çocuğun korkuları geçsin, diye sırf, gözünde ışık çizgileri, karanlığın karşısına dikiliyor.