"Yaradılış, soy ve babalık gibi kavramları var olmanın esrarı olarak gören Joyce için bundan daha derin bir yara olamazdı, hasta evladının görüntüsü kahrediyordu onu çünkü tuhaf babalık inancına göre babası olarak hastalığın suçlusu aslında kendisiydi. Doktor doktor gezdirdi kızını Joyce, hatta İsviçre'deki Profesör Jung'a bile götürdü onu; Jung ne Joyce'u ne de eserlerini severdi hatta Ulysses'in gelecekten çok geçmişle ilgilendiğini ve eskiden olsa bu kitabın asla basılmayacağını söyleyip dalga geçerdi. Lucia da Jung'a duyduğu kızgınlığı 'Böyle şişman ve materyalist bir İsviçreli'nin ruhumu iyileştireceğini düşünmek!' sözleriyle dile getirmiştir."
Merhabalar saygıdeğer dostlar! Öncelikle kendimi takdim edeyim: Joyce. James Augustine Aloysius Joyce. Bir alt kimlik olarak da, Stephen Dedalus. Henüz, yaşayan hiçbir dile çevrilememiş olan Finnegans Wake'e neredeyse 17 senemi ayırdım. Ulyssesise 7 senemi aldı. Bunların dışındakileri birbirinden ayıracak değilim; her birinin kıymeti eşdeğer aralıkta. Fakat üzülerek söylemeliyim ki, sizlere mevcut şimdiki zamandan seslenemeyeceğim. Çocukluk, gençlik ve olgunluk dönemimi geçirdiğim Dublin'in ruhsal yoksulluğuna daha fazla katlanamadığımdan, sözü değerli dostlarıma bırakıyorum. Yaşamımdaki kayda değer kareleri objektif bir şekilde aktarabileceklerine inancım tam. Kendimi özgürce sanata verebilmek adına Zürih'e gidiyorum, siz kıymetli okur dostlarımı da her bir sayfasında beni bulabileceğiniz bu kitapla baş başa bırakıyorum. Yani fazla uzaklaşmış olamam.