Sonbaharda her zaman rüzgâr uğuldar. Gecenin sessizliğini bozan bu rüzgâr, bu yıl etkisini daha çok göstermeye yeminlidir sanki. En çok da o gecede gösteriyordur gücünü. Ağaçların yaprakları dökülmese de sonbahar meltemi kimilerinin deyişine göre bazı insanların hayatlarının son bulmasına yas tutuyor, kimileri de bunu malum kişi İngiltere’nin batısında bulunan Aurea Guid kasabasında son kez göründükten sonra tamamen yok olduğu bir kutlama olarak nitelendiriyordu. Fısıltı ve söylentiler her yerde, bazen az bazen de haddinden fazla yayılırdı. Saniyeler, hatta saliseler içerisinde. Dünyanın neresine gidilirse gidilsin, hangi dil konuşulursa konuşulsun, olmuştu işte, yıllardır beklenen olay yaşanmış, beklenen kehanet gerçekleşmiş ve “Bir Adı Hak Etmeyen” sonsuza kadar gitmişti. En azından şimdilik. Hem de küçük bir erkek bebeği sağ bırakarak!
Öte yandan, dünyanın ve büyücüler dünyasının düzeni bozulmasın diye normal, yani sihirsiz insanların arasındaki güçlü bir büyücü, ailesinden vazgeçip her iki dünya düzenini baştan sona değiştirecek. Yaptığı icat o kadar güçlü ki kullanıldığı andan itibaren, kim kullanırsa kullansın, istisna olmadan o kişiye her zaman büyük bedeller ödeten bir icat. Buna rağmen yıllardır kötülükle yapılan savaş mücadelesi son bulsun diye o bedeli ödemek şartıyla icadının gücünü zamanında iki defa sınırlayan bir safkan büyücü. Süleyman Erguvan.
İcat, büyü dünyasında her büyücü için, her şeyi yapabilme gücüne sahip. Bu yüzden büyü dünyasında çeşitli lakaplarla anılan Lord Leondas da o icadın peşindedir. Lord Leondas, Jacob Alan’ın anne ve babasını öldürmüştür.
Yeniden var olup, güç toplamayı amaçlayan Lord Leondas’ın amacı, büyü dünyasında en büyük lider olup, büyük planlarını ve yarım bıraktığı işleri tamamlamaktır. Lord Leondas ve ona hizmet edenler her zaman onu büyük bir büyücü ve lider olarak görürler.
Ancak Lord Leondas’ın unuttuğu, hesaba katmadığı gerçekler vardır. O gerçekler ki büyü dünyasında son kehanetin de gidişatını değiştirebilecek türdendir.
Jacob Alan, Yaren, Ryan ve Hilda onları iyi bir büyücü veya cadı yapan büyü kitaplarına ve büyü dünyasına adlarını yazdıracak kadar önemli maceralara atılacaklardır. Üstelik bu, maceranın daha ilk aşamasıdır.
Maceranın ilk aşamasını atlatabilecekler miydi? Dahası, Jacob Alan’ı ve arkadaşlarını okul yılları boyunca daha kaç tane birbirinden farklı ve heyecanlı, büyülü maceralar beklemekteydi? Bunlar Jacob Alan’ı, arkadaşlarını ve onların çevresindeki insanları her iki dünyada da nasıl etkileyecektir, kim bilir?