Görülen her şeklin, ele alınan her konunun, bakış açısına göre değişik algılandığı bir gerçektir. Sanat tarihi yazarlığında duygu ve düşüncelerin farklı olması kadar, bunların tartışılmasının gerekli ve doğal olmasıdır. Elbette bu gerçek, bizi, araştırmacı sayısı kadar ayrı ayrı metotlar olabileceği sonucuna götürmez. Çünkü yapılacak çalışmaların niteliğini ciddi ve tutarlı bir çizgiye oturtmanın yolları sınırlıdır. "Aklın yolu birdir" derken, herhalde amaçlanan budur.
Bu kitap boyunca üzerinde durduğumuz ana sorun; bilgilerinizi sıra ve düzene sokmak, kaos'u dizginlemek, parça-bütün ilişkilerini gözden kaçırmamak, gibi ortak paydaların sentezinden başka bir şey değildir.
Belirlemeye çalıştığımız metot, hem bilimsel araştırma yapanlara yol gösterici, hem de sanat tarihinin nasıl bir şey olduğunu merak edenlere yönelik bir giriş denemesi olduğundan iki işlevi birden yüklenmek zorunda kaldı.