Aznavour, Osmanlı topraklarında yaşayan Ermenilerin 1915 yılında yaşadığı büyük felaketin tanığı olan annesinin ve ailesinin hikâyesiyle giriş yaptığı kitabında Fransa’da bir göçmen çocuğu olarak Ruslarla, Cezayirlilerle, Faslılarla, Yunanlılarla, Ermenilerle kader birliği içinde yaşadığı güçlükleri, İkinci Dünya Savaşı’nda Alman işgali sırasında bir yeniyetmeyken başından geçenleri, tanıdığı direniş önderlerini anlatıyor heyecanla. Sanatçılık kariyerinde merdivenleri ağır ama emin adımlarla yükselen, bu arada Edith Piaf, Charles Trénet, Jean Cocteau, Raoul Breton, François Truffaut, Jacques Prèvert, Yves Montand, Gilbert Bécaud, Liza Minelli gibi ünlü simalarla dostluk eden, onlarla birlikte çalışan Aznavour kimi zaman sahne ışıklarının ardındaki koşturmacaya, kimi zaman da sanatçının kendiyle baş başa kaldığı kâh hüzünlü kâh huzurlu anlara götürüyor okuru.Geçmiş Zaman Olur ki Aznavour’un yaşamıyla ilgili pek çok sorunun yanıtını birinci ağızdan verirken, yazarın bazılarında Türkiye halkına barış adına zeytin dalı uzattığı şiirlerini ve şarkı sözlerini de içeriyor.