Eskiden insanın yanına gelip elini tutan ve ıkıntı lehirden uzaklaştıran melekler vardı. Şimdi hiçbir yerde beyaz melek görmüyoruz; ama insan yinde de tehdit edici yıkıntıdan kurtulabiliyor. Bir el gelip onları daha sakin ve umut dolu bir ülkeye götürüyor ve bir daha hiç geriye bakmıyorlar. Ve bazen bu el, küçük bir çocuğun eli bile olabiliyor. Sİlas Marner, George Eliot’ın en kısa hikâyesi olmasına rağmen, en çok sevilen ve beğenilen yapıtıdır. Silas Marner adındaki bir dokuma ustasının İngiltere’nin bir köyü olan Raveloe’ya, yurdundan haksız yere kovularak gelişini ve orada yaşamak için verdiği mücadeleyi konu alan, günah ve pişmanlığın bir arada anlatıldığı etkileyici bir hikâye. Eppie’nin, Silas’a olan bağlılığının sınandığı son sayfaya kadar okuyucunun nefesini tutarak okuyacağı sürükleyici bir eser.