Yeraltının Kriminal Efendileri
Mafyayı daha ziyade filmlerden tanıdık bugüne dek. Bilhassa “The Godfather” (Baba) filminden bu yana herkesin kafasında bir mafya imajı oluştu. Corleone ailesinin hikâyesinden mafyayı öğreniverdik. “Sana reddedemeyeceğin bir teklifte bulunacağım!” sözünü âdeta ezberledik.
İyi ama gerçekte kimdi bu mafya?
Bir avuç “kötü adam”ın bir araya gelmesiyle oluşmuş bir çete miydi?
Hangi tarihsel-sosyal dinamiklerin sonucuydu?
Toplum sanıldığının aksine mafyadan sadece “korku” mu duyuyordu yoksa mafyaya bir tür “saygı” mı besliyordu?
Mafya devletin doğurduğu “boşluk”ları mı dolduruyordu?
Bir “güç şebekesi” olan mafya bu gücü nereden alıyordu?
Dahası mafya ile devlet hangi noktalarda çatıştı, hangi noktalarda uzlaştı?
Mafya ile istihbarat servislerinin flörtü ne zaman ve nasıl başladı?
Devlet istese mafyayı yok edemez mi yoksa başka bir durum mu var?
Yeraltı ekonomisi böyle giderse “normal ekonomi”yi geçecek mi?
Mafya aslında bir tür “kriminal girişimci” türü mü?
Mafya hangi “ihtiyaçlar”a cevap veriyor?
Dünyada çeşitli ülkelerin mafyaları arasında davranış farkları neler?
En azgın mafya hangi ülkede?
Türk mafyasını Batılı mafyadan ayıran ne?
Mafyanın “gelecek trendleri” neler?
Gelecekte bizi nasıl bir mafya bekliyor?
İşte elinizdeki kitapta bu konuyu derinlemesine araştıran Atilla Akar kapsamlı analizlerle onlarca soruya cevap getiriyor. Böylelikle “mafya” somut bir gerçekliğe kavuşuyor…