"Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun? Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını ta içimde hissetmek, gözlerindeki bir bakış ile kalbimin kelebeklerin kanatlarını aratmayacak kadar hızlı atmaya başlaması ve dudaklarında oluşan bir tebessüm ile dünyayı boş verebilecek kadar çıldırmam..."
Beni cam fanusumdan, kendimi en güvende hissettiğim yerden çekip aldılar. Öyle bir anda… Durup dururken… Canım o kadar çok acıdı ki uzun süre bu acıyı boşluk sandım. Rüzgârın, beni tam ortasına doğru savurduğu boşluk... Bu boşluktaki herkes kadar mutlu, herkes kadar da mutsuzdum. Ta ki onun gözlerini görene kadar…
Savaş Akgün'ün masmavi gözleri, tanıdığım bildiğim hiçbir şeye benzemiyordu ve ben ilk defa zincirlerimi kırmayı ve fanusumun dışına çıkmayı tercih ettim.
Ben, Arya, bu hayattaki savaşımı kaybetme korkumdan aldığım güç sayesinde kazanacak ve imkansızı başaracaktım.