(Sudan Gövde)
Bu şiirler emperyalizmin acımasız saldırıları karşısında, insanlığın uğradığı büyük yıkıma, bireyin alaysı, ama lirik tepkileridir. Bu şiirler yükselen alçaklığa karşı bir saydamlaşmadır. Şiirlerin yazılış tarihlerinin arası (1987–1993), insanlık dışı şiddetin döktüğü kanla, gözyaşıyla doludur. Dışarıda insan ruhunu sarsan olaylar, dünya entelektüel yaşamını yılgınlığa, teslimiyete sürükledi. Küresel merkezlerin saldırısında birey aşağılandı, insanlık onuru kirletildi. Öyle ki “insan tükendi”, “tarih bitti”, “sanatın sonu geldi” diye ciddi tartışmalar başlatıldı. Arka arkaya işlenen Gladyo cinayetleriyle, aynı teslimiyet içeride daha büyük boyutlara ulaştı…
Bireyin çevresine derin hendekler kazması ve içine kapanması yaygın bir tavır olarak benimsendi. İnsan aklına acı veren, insan yüreğini donduran bu tarihsel çürüme karşısında saldırıya uğrayanlar, O zamanlar, maddi bir direnme örgütlenişini harekete geçirmekten uzaktılar…
Bu şiirlerin ana imgesi Sudan Gövde, bu azgın saldırıya karşı bir direniş biçimi olarak doğdu: Şiddete karşı saydamlaşma! Belli ki şair, ölüm dayatmasını, yok edilmesi kolay olmayan imgesel bir alana çekilerek boşa çıkarmak istiyor.