“Midye dışarıyı kolaçan etmek için kabuklarını hafif aralayınca içerisi aydınlandı. Kısa süreli de olsa bir yengecin saldrısına uğradılar ama yengecin gücü kabukları aşmaya yetmedi. Midye, kum tanesini bırakmak için sahile ilerlerken kum tanesinden çok zamandır merak ettiği suyun ötesini, ötedeki dünyayı anlatmayı sürdürmesini istedi. Zamanın durduğu bir yolculuğa koyuldular. Gökyüzünü, yıldızları anlatarak başladı kum tanesi. Sonra ağaçları, kuşları anlattı. Sıra insanlara gelince zorlandığını hissetti. Suda yaşayamayan ama yine de su kenarından ayrılmayan canlılar olduklarını, hiçbirinin diğerine benzemediğini, hatta aynı insanların zaman içinde farklılık gösterdiklerini anlattı.”