Soldan gelenler, sağdan gelenler arasında sıkışmış; adına dünya denilen bir gezegen.
Adı gibi dün YA. Dünün dünde kaldığını bilmeyen ama içinde yaşamayı da ihmal etmeyen, yaşarken de güzelim dünyasının içine eden insanoğlu. Peki, ne için bu mücadele? İllüzyonu yaratan insan zihninin aynı illüzyona inanmasının salaklığı mı yoksa insanın kendini hapseden kendi zihninden kaçma çabası mı? Okuduğunuz öykülerde bu soruya cevabı, yazardan önce siz vermiş olacaksınız. Şanslısınız.
Özgür Meriç Turan, hayata dair süreç öykülerini anlık karelerde hapsediyor. Karelerde, üçgenlerde, dairelerde... Kendini kare kadar düzgün kenarlı sanırken aslında üçgen kadar sivri köşeli olan, dairenin sonsuz köşelerini ziyaret etmek üzere çıktıkları yolculukların bilincine varamamış yaşam formlarını -insanı- anlatıyor.